Mani ve Türküler

  • Maniler

    Enişte ince uzun
    Baldızınım baldızın
    Potamya deresine
    Var midurki iki düzun Emineyi verdiler
    Bu köyün alcağına
    El uzatsam yeterum
    Evinun saçağına
    Çimenlu çaruklarum
    Çimenleri çığnarum
    Ya sorun çimenlere
    Geçti mi burdan yarum Atma beni yabana
    Bende bu dereliyim
    Al koy beni koynuna
    Sormaki nereliyim
    Çıktum dağun başına
    Çalıverdum ezanı
    Kız senun merağundan
    Tutmadum Remezani Kar yağar karamişun
    Dalina yaprağina
    Elursam mezarumun
    Gelde bak toprağına
    Asker ettiler beni
    Ya Tuna’dur ya Bursa
    Habu dar günlerumde
    Ayşe yanumda dursa Dere kunduzi misun
    Sabah yıldızi misun
    Geldun geçtun karşıma
    Miralay kizimisun
    Derenin kenarına
    Sereceğum kilimi
    Vermezsa seni baban
    Alalum biribirni Ayakkabın üstüne
    Diktim nazar böceği
    Adam rezil edermi
    Benim gibi çocuğu
    İneceğum dereye
    Kuma sarılacağum
    Ettum kendi kendume
    Kime darulacağum Kuş uşti yavri kaldı
    Gokyuzi mavi kaldı
    Anahtar yar koynina
    Gonlum kilitli kaldı
    Atma Türküler
    Olay Ancer Yayla yolunda 195O yıllarında geçer, oğlan kız birbirine aşıktır, yolda birbirine türkü türkü ata ata giderler, hikaye mutlu biter. İkiside halen yaşamaktadır.
    Kız

    Pencereyi sen açtın
    Sen açtında ben kaçtım
    Ben sevdalık bilmezdim
    Sifte yolu sen açtın O yarim perçemim çok
    Tarada yüzüne dök
    Dağlar nazar devirur
    Biraz da nazardan kork Şemsiyemun altına
    Ne yağmurlar yemişum
    Ben bekarım bekarım
    Sanmayın evlenmişum
    Erkek

    Keseyim zülüfünü
    O kırmızı yanağa
    Bakamayum saha
    Kalirum günaha Ha buradan yukarı
    Alır saha çalılar
    O çiçekli fistana
    Dalar delikanlılar Karamışın dibine
    Karayemiş fidanı
    Benimi alacasun
    Yoksa eski sevdani
    Aspet Türküsü
    Aspet’ten Liparit’a kim elçiledi beni ?
    Almazdum İsmail’i Gelin Kandırdı beni
    Gittum kaya ustine kayinum vurdi beni
    O beyaz entaremlan doktorlar gördü beni

    Gelin ne ettum sağa günağun tutti beni
    Mesbabucum gelince başımdan vurdi beni

    Duğunciler gelince çarşafladiler beni
    O Malpet’ten aşağı selamladiler beni

    Liparit’un dibine ağam endurdi beni
    Emicemun malina kayinum vurdu beni

    Emicemun evine sal getürdiler beni
    O kiymetli odama kanli koydular beni

    Gelinluk elbisemlan doktor Bey gördü beni
    Güvey gelmiş odama ‘Seni kim vurdi ?’ dedi

    Ben da söyledim oğa kardaşun vurdi beni
    Gece sabaha kadar polis bekledi beni

    İki saat yaşadum anne çok ağla beni
    İki saatten sonra Azrail aldı beni
    Gelinluk elbisemlan kefene sarun beni
    Tel duvağum yüzüme tabuta koyun beni

    Yaşum on beş yaşında neler geldi başuma
    Akibeti kuş kondi mezaremun taşına

    Tel duvağumi asun beni gören ağlasun
    Su tokun mezareme usti çimen bağlasun

    Konsolumun kilidi gül üstüne kurudi
    Bir İsmail’den sebep gençluğum da çurudi

    Malpet’un yalisina vardur bakır parasi
    Hemdiye yureklerum doldu kurşun yarası

    Bahçelerde kediler mirnav mirnav dediler
    Kardaşumla gelinum başumi da yediler

    Beyaz ati nalladum soğuksuya yolladum
    Gideyirum konşilar Allah’a sımarladuk

    Baba Oğul Türküsü – (Kazım ve Mecit Kalyoncu -Çayeli-1986)
    Baba:
    İki turki yazayım gelmiştur sırasına
    Mecit kumaş gönderdi köydaki babasına
    Evlatlar öyle eder yeri vardur Yasin’a
    Kazım giydi elbise bakun fiyakasına
    Kumaşı kahverengi yakıştı modasına
    Hepten kalmışım çıplak Silva ortasına
    Sarıldum, yatayırum bir meşin paltosina
    Ancak aklı geldi babanun kafasina
    Şimdi ancak vuriyi kafasinun tasina
    Kalayi fayda etmez yureğinun pasina
    Bu işi vereceğum Ulus gazatasina
    Mecit açar radyoyu hep bakar sefasina
    Kazanduğu parayi doldurur kasasina
    Baba evlatlarını gezdurur arkasina
    Evlat anayı satar elun paytarasina
    Baksana memlekete ananun cefasına
    Hocalar vaiz eder hafta Cumaasına
    Bir evlat asi olur analan babasina
    Onun yeri hazırdur Cehennemun ortasına
    Bir gün gemin tutulur Kasım furtunasına
    Durur denize duşmağa gemi güvertasına
    Bir liman bulamasun Siliva yakasına
    Maşalla rastgelmiştik evlatlarun hasina
    Ben yine sarılayım çayun kuviçasına
    Sakın darılma oğlum babanın şakasına. Oğul:
    Bugün bir mektup aldum şaştum okumasına
    Biz da cevap yazalum onun anlatmasına
    Babalar alışuktur evlat ağlamasına
    Ben da ağlıyacağum gitmesun fenasına
    Yasin’da buldum ayet uydurdum şakasına
    Bir ayet daha vardur bakarsan arkasına
    Baba düzen verecek takasi takasına
    Sonradan sarılmasun Mahşerde yakasina
    Herkes bir tezgah kurdi oturdi masasina
    Senun canun darlandı anamın sobasina
    Anamlan rahat eyle pek bakma karasina
    Daima alçaktan yürü tuz doğma kafasına
    Bir meşin palton vardur bir mangır pahasına
    Kıymetuni bilusan bakmasun dahasına
    Biraz da temas ettun radyonun havasına
    O da intikal etti babadan mirasına
    Bir nefes nefesine bedeldur dünyasına
    Bunu şaka söyledum bakma palavrasına.

    Çayeli’nden Öteye
    Çayelinden Öteye,
    Gidelum Yali Yali.
    Sırtındaki Sepetun,
    Ben Olayım Hamalı. Sepetumun İpleri,
    Keseyi Omuzumu.
    Aç Beyaz Pestemali,
    Bir Göreyim Yüzünü. Karlı Tepeden Beri,
    Yeşil Çay Bahçeleri,
    Çay Filizi Toplayı,
    Peştemalli Kızları.
    Damat Kaynana Türküsü

    Damat

    Cebumdeki harçluğum
    Endi iki kuruşe
    İki güne bir ekmek
    O da değmeyi dişe Hızarı taktum kola
    Bugün yürüdüm işe
    Bir içmağa durince
    Yetmeyi on beş şişe

    Kaynana

    Ettun yeni elbise
    Taktun beyaz yakayi
    O ki evden yürüdün
    Değiştun fiyakayı Mütahit giden adam
    Niçun hizar takayı
    Elettuğun yağ, peynir
    Geçti on beş okkayi İçtun on beş şişeyi
    Yirmaktan mı akayı
    Haçanki rakı içtun
    Vur yere tabakayi Eyi çalış eniştem
    Şevki evi yıkayi
    Çalış eniştem, çalış
    Üç can sana bakayi

    Kaynak : Rizede.Com

    Konu: Maniler… C.tesi Ara. 27, 2008 10:21 am
    Ağacun tepesini
    Telden tutturacaum
    O paçi boğazuni
    Beşili dolduracaum Ağira olan danan
    Nazarluktur nazarluk
    Boylemi ettuk senlen
    Sevdiceğum pazarluk Ağira olan siğir
    Süt vermeyi vermeyi
    Rezil olduk köylüye
    Sevdam benlen gelmeyi Akan suyun alti sel
    İşimuz oldi mesel
    İşallah ikimuze
    Bi serin ruzgar eser Akar Hemşin deresi
    Çat duzina göl olur
    Büyüğü evlenince
    Kuçuğine yol olur Alalum alaşalum
    Dağlari dolaşalum
    İkimiz da sevdali
    Rizeye buluşalum
    Al kazmayı vur yere
    Kurusun kanli dere
    E kiz seni almazsam
    Canli girerum yere Alçak ceviz dallari
    Salla yavrum kollari
    Nerden geleyim nerden
    Baban kesti yollari Aldi bir duman dağa
    Yelden eseyi yelden
    Sen boğazima saril
    Ben sarılayım belden Ardeşenin uşaği
    Bak herkesin diline
    Beş yaşında uşağin
    Tabancasi beline Asker ettiler beni
    Ya Tuna’dur ya Bursa
    Habu dar günlerumde
    Ayşe yanumda dursa Aspetun alti kaya
    Kizlari benzer aya
    O Aspetun kizlari
    Oturiyi saraya
    Aşot yayladan beri
    Saliverdum goyini
    Gunde bir defa gorsem
    Sevduğumun boyini Aşti yeşil çimenler
    Eyle Eminem Eyle
    Ben alacağum seni
    Annene oyle soyle Aşti yesil yapraklar
    Gidelum cobanluğa
    Peştamaluni bi ac
    Koyma beni darluğa At başindan beyazi
    Geldi dağların yazi
    Sen yatakta yatarken
    Ben çekerdim ayazi Atinada kuyumci
    Kemer yapar bel içun
    Bizum sevdaluğumuz
    El içindur el içun Atma beni yabana
    Bende bu dereliyim
    Al koy beni koynuna
    Sormaki nereliyim
    Atma türkü atarum
    Sanki çok bilmiş gibi
    Gözlerumde yaşlarum
    Sanki ağlamış gibi Atma yedi heceli
    Makami da uyacak
    Omuzlar silkinirken
    Ayaklar sallanacak Ayakkabin üstüne
    Diktim nazar böceği
    Adam rezil edermi
    Benim gibi çocuğu

    Enişte ince uzun
    Baldizinim baldizin
    Potamya deresine
    Var midurki iki düzun

    Emine’yi verdiler
    Bu köyün alcağina
    El uzatsam yeterum
    Evinun saçağina

    Kuş uşti yavri kaldi
    Gokyuzi mavi kaldi
    Anahtar yar koynina
    Gonlum kilitli kaldi

    Oy dereler oy taşlar
    Akar gözümden yaşlar
    Kuruttun beni yavrim
    Nasil kurur ağaçlar

    İneceğum dereye
    Kuma sarilacağum
    Ettum kendi kendume
    Kime darulacağum

    Çimenlu çaruklarum
    Çimenleri çiğnarum
    Ya sorun çimenlere
    Geçti mi burdan yarum

    Atma beni yabana
    Bende bu dereliyim
    Al koy beni koynuna
    Sormaki nereliyim

    Dumanim yayilamam
    Ben senden ayrilamam
    Ben senden ayrilursam
    Halim yamandur yaman

    İnelum derelerin
    Kumini taşiyalim
    Evlenmekten iyidür
    Sevdali yaşiyalum

    İn dereye bul beni
    Kiz verem ettun beni
    Ha bu yalan dünyaya
    Sen da unuttun beni

    Çiktum dağun başina
    Çaliverdum ezani
    Kiz senun merağundan
    Tutmadum Remezani

    Kar yağar karamişun
    Dalina yaprağina
    Elursam mezarumun
    Gelde bak toprağina

    Karamişun dalina
    Gel salina salina
    Bizum köye vermezler
    Emsali emsalina

    İn dereye çiçeğum
    İn bende geleceğüm
    Senun babanin mali
    Benum geçineceğum

    Derenin kenarina
    Sereceğum kilimi
    Vermezsa seni baban
    Alalum biribirni

    Asker ettiler beni
    Ya Tuna’dur ya Bursa
    Habu dar günlerumde
    Ayşe yanumda dursa

    Karadeniz ustüne
    Yuvamun yapilari
    Ne anam var ne babam
    Kitledum kapilari

    Kiraz çiçek açayi
    Aykiri dal üstüne
    Alur kaçarum seni
    Kollarumun üstüne

    İndum dereye durdum
    Ben bi peştemal buldum
    Bilsam o senun idi
    Oğa bi sarilirdum

    Dereden geceyiken
    Başum aldi sazlara
    Baba evlendur beni
    Aklum kaldi kizlara

    Karayemiş dibine
    Kukutinun taşlari
    Seveni kavuşturmaz
    Köyün kizilbaşlari

    Ayakkabin üstüne
    Diktim nazar böceği
    Adam rezil eder mi
    Benim gibi çocuğu

    Karamişin altina
    Serine gel serine
    Konuşacağum senla
    Kardeşimun yerine

    İnelum derelere
    Bi yük odun edelum
    Baban seni vermezsa
    Kaçalumda gidelum

    dügün güni gelende
    göge mermi saçulur
    diyafram göze benzer
    kisilur da açilur

    barmaklarum üsidi
    diyafram açamadum
    kaynatam basti bizi
    becerip kaçamadum

    vermez ise bubasi
    anlasur da kaçaruk
    az isikli yerlerde
    diyaframi açaruk

    Konu: Geri: Maniler… Salı Ara. 30, 2008 6:29 pm
    karadag ormaninda
    kovaladim ayiyi
    hava sislendugunde
    kullaniruk sariyi

    baktum karsida rize
    taktum bi polarize
    net ettum besyüzlugu
    geldik yarlan göz göze

    mavi renkli filitre
    tenleri koyi eder
    süt beyazi fadimem
    birdanbire oldi esmer

    gelinler ellerine
    kina yakarlar kina
    teleylan bakilinca
    aysem gelur yakina

    bi evde iki baci
    allahum bana aci
    yarim sigmaz vizöre
    yok mi bi genis açi

    haçan girdi horona
    titrer idi omizi
    böcuk çekilaceksa
    takaruz makromizi

    Evımın arkasından
    Araba geçmeyecek
    Soylemışım yarıma
    Sıgara içmıyecek Duman dağın üstünde
    Esıyor serin serin
    Şımdı benım sevdığım
    Ah çeker derin derin Kırat aldı gidiyor
    Evin hartumasını
    İnsan ele veriri mi
    Sevduğum sevdasını Gürgen seni tanırum
    Ormanda fidan iken
    Korkma benim sevduğum
    Ben senin sevdan iken Kara çamın dalları
    Neden meyve vermiyor
    Sevenler kavuştuda
    Felek bizi görmüyor
    Odamın balkonunda
    Sarmaşığın saksısı
    Hep bana mı çatıyor
    Güzellerin aksisi Elevit’in deresi
    Akıyor rahat rahat
    Yarım geldide gitti
    Göremedim bir saat Giydiğin buluzuna
    İsmimi yazdırayım
    Verane İstanbul’da
    Sensiz nasıl durayım Armuta attum değnek
    Değimişleri düşeyi
    Ettun başuma bela
    Emine’mlen Ayşe’yi Elevit’in başına
    Duman gelir oturur
    Korkuyorum sevduğum
    Seni eller götürür
    Kararmış çiçeğinden
    Acı oldu balımız
    Sevdıkte alamadık
    Yok ıdı ıkbalumuz Bozuldu bucek punı
    Doldı bal peteğıne
    Dayanamam sevgilim
    Ayrılık köteğine Etmışım çam odunu
    Yonga yonga yakarum
    O cilveli boylara
    Bende döner bakarum Karşıda çifte çamlar
    Ne oldu da kurudu
    Bu sabah benim yarım
    Ne meraklan yurudu Yoğurdu koydum tasa
    Doğradum basa basa
    Canimin sağlığında
    Yaşa sevgilim yaşa
    İtti nişan yüzüğüm
    Kapıya taş üstünde
    Bulan versin kardaşlar
    Mujdesi baş üstünde Evun ardı yol oldu
    Ben geçtım de ne oldu
    Eller hep sevda etti
    Ben sevdumda ne oldu. İki türkü yazayım
    Oki geldi sırası
    Dökülsün haburaya
    Yüreğimizin borası Dereyi karşı beri
    Köprü olsa geçerdum
    bu merağun üstüne
    Rakı olsa içerdum Gidiyorum buradan
    Vartevordur durağım
    Sizlerden ayrı kaldım
    Odur benim merağım
    Bu sene vartevorun
    Zarı kırıktır zarı
    Gelmedi vartovara
    Neyleyim böyle yarı. Yaylanın yollarına
    Ben kurulayım oluk
    Gelen geçer güzeller
    İçsinler soluk soluk. Yayladan ki yürüdüm
    Bir saat ağlamışım
    Ayrılığın çamına
    Hatıra bağlamışım. Buldırın yaylalardan
    Alamadım bir çiçek
    Bu yılı da sorarsan
    Ağzımı açmaz bıçak. Yaylaların dumanı
    Her gün gelir değilen
    Gençliğime yanarım
    Geçti ağlamağlen.
    Bizim yayla düz gibi
    Bir su içtim buz gibi
    Oldun elli yaşına
    Duruyorsun kız gibi. Ayderin düzlerine
    Helikopter inecek
    Yarimden mektup aldım
    Vartevora gelecek. Bu sene yaylaların
    Çiçeğisin çiçeği
    Saplandı yüreğime
    Savdalığın bıçağı Kaçkarın tepesinde
    Bir taş durur duraklı
    Akşamdan bir ay doğdu
    O da benden meraklı. Yayladan ki yürüdüm
    Yayla dumanlı idi
    Bakamadım yüzüne
    Gözlerim yaşlı idi.
    Horon oynamağilen
    Horon yeri düz olmaz
    Kadife giymeyilen
    Kocakarı kız olmaz. Yayladan mı gelirsin
    Ey gidi yeşil taksi?
    Vermezler sevdiğimi
    Kardeşlerim çok aksi Yaylalar çiçeğinin
    Honceciliktir başı,
    Ben bir güzel severim
    Daha ufaktır yaşı. Artık vaktım geçıyor
    Bende evleneceğım
    Yemın etmışım yarım
    Sevmeden alacağım Eşarbının ucuna
    Sakız bağlatur muyum
    Başkasını alur da
    Seni ağlaturmuyum
    Köprüden geçer iken
    Geçeceğim yoluna
    İstermisin sevdiğim
    Gül olayım dalına Gökyüzünde ay çalar
    Ay yıldızı parçalar
    Gitmelı zengin yere
    Ağır gelsın boğçalar Takmışım boğazuma
    Türki kufıçasını
    Soylıyeceğım burda
    Türkilerin hasını Akar Hemşin deresi
    Çat duzina göl olur
    Büyüğü evlenince
    Kuçuğine yol olur

  • Yorum bırakın