Bir Araştırma Yazısı: Hemşinliler

l)TARİH
İtalya’daki Katolik Ermeniller’den Joseph SANDALGIAN (“Histoire documcnuirc de L.’Ar menie”, Rome 1917,1. 252), “Armenya”ya yerleşen “Yabancılar” arasında. Horasan ve Türkistan’dan gelme: Partlar/Arşaklılar, Mamık ve Konak Kardeşler uruğu Mamıkonyan, Üçoklu Orbeliyan ve Kamsarakan urukları gibi, Rize-Hemşinlileri’nin ataları olan Amaduniler’i (“Amat-Uni’k”) da belirtme dürüstlüğünü göstermiştir. Bu gerçeği tanıtan “Eski-Ermenice” (Grabar) kaynaklarından, hepsi Fransızcaya da çevrilen üç kaynaktaki bilgileri, özetleyelim:

a)Muş bölgesinden yetişip, yerli menşe haberlerini derleyen KHORENLİ Moses (I. Kitap, 57 Bab) naklediyor ki: (Şimdi Afgan-Türkistan’ında bulunan) “Balkh” şehrinde Saka/İskitler’in Daha kolunun “Parn/Aparn” boyundan çıkarak İlk-Partlı/Arşaklı «sülalesini kuuran I. Arşak (M.ö. 250-247), iriyarı ve güçlü bir yiğit olan “Manua’nın başkanlığından güçlü bir kolu, (sonra Büyük-Arşaklılar’ın başkenti olacak) “Ahmadan” (Hamadan)a öncü olarak göndermişti.(370 yıl kadar geçtikten) sonra, (Armenya Kralı Arşaklı) “Ardeşes” (85. 126) M.Ö. çağında bunlar ülkemize getirilip, köyler ve mülkler verilerek, şereflendirildiler. Yabancı olduklarından, Satraplar (Elbeğiler) arasında yer alınca, geldikleri yere (Ahmadan’a) göre, Amat/Amad-Uni (Hamadan-Hanedanı) diye anılmağa başlandılar. Böyle iken, birtakım İranlılar onları ilk ulubeğlerine göre, “Manuan” diye tanırlar.

Fransız Akademisi Üyelerinden R. GROUSSET (“Hıstoire de L’Armenie” Paris 1947, s. 293. 338), Armenya’ya (52-428 arasında hâkim olan) Partlı/Arşaklılar’ın (Iğdır-Revan-Kars bölgelerindeki Çifte başkentlerinde) devlet işlerine bakan Divan’ındaki “Dernekler”de, “15. Minder (Sedir)” de oturan “Amaduniler”in malikânesinin, Revan kuzeybatısındaki Eleğez-Dağı (4095 m.) Çevresi ve Beğlerinin merkezinin de. “Abaran” (Avarlar)- Çayı boyundaki Oşakan Kalesi olduğunu belirtir. Bugün de, buralar ünlü yaylaklar dır.

b)Muş’taki “Çanğlı-Kilise”de 640 660 arasında râhip olduğu bilinen Mamıkonlu “Hovhannes” (Yah-ya). “Taron (Muş-Ahlat çevresi) Tarihi’nde (V. LANGLOİS’nın Fransızca tercümesi: “Collection des Historien Anclens et Modernes De l’Armenie”, Paris 1867,1. 381) Amaduni Uruğunun, şimdiki Rize-Hemşin bölgesine göçüp yerleşmesini bir tanık olarak şöyle anlatıyor: (604- 628 arasındaki Ateşetapan İranlılar ile Hıristiyan Bizanslılar arasında geçen yıkıcı savaşlardan çok zarar gören Amudinler), Gürcistan Beyi (ve İran Yanlısı) Vaçyan’ın yakıp yıktığını “Dampur” kasabasını ve çevresinin öncülüğünde şenlenen bu yeni yurtlarına, “Hamam-a-Şen” (Hamam’ın Şenliği/âbâdı) denilmeğe başlandı. (Zamanla bu coğrafya adı, “Hemşen/Hemşin ve şenli/Horasan-Hemedan Elegez çevresinden gelme Türkmen/Oğuz ahâlisi de. “Hemşenli/Hemşinli diye anılır oldu).

c)665-788 arasındaki islâm Arap Fetihleri’ni anlatan râhip GEVOND (tercümesi. Grabed V. CHAHNAZAIAN, “Histoire des querres et des conquetes des Arabes”. Paris 1856, s. 162), Araplar’dan bunalan Amatuniler’in göçünü, değişik zamanda gösterir: Önce (Kars Kuzeyindeki) “Kol“ (Göle) bölgesine kaçan “Hamam” idaresindeki Amatuniler. “Egerasdan” (Acaristan da denize karışan “Çurokh” (Çoruk) ırmağını aştılar. Bu sırada Bizans Kayseri (Vl) Konstantin’in (780-797) yerleşmek üzere mülk olarak Hamam Beğ’e bağışladığı “Tambur” bölgesine gelerek, burayı şenlendirip, kaldılar. Bu yüzden oraya, “Hamama-a-Şen” denilir oldu.

Bu sonki haberleri, kronikini 1004’te bitiren Ermeni Rahibi “Ta- ronlu ASOLİK” (I. Cilt, S. 161. I62)‘de nakletmiştir.

II)DİL. DİN
IV-V-VI ve VII yüzyıla ait “Ermenice” kaynaklar, bugünki Hemşinlilerin ataları Beğleri’nin Tevrat ve İncil adları dışında şu “Turani” isimlerle anıldığını göstermektedir: Karen, Barısv (385’te Biter Bizanslı FAUSTUS’ta) Hamam (yukarıda anıldı, Türkistan’dan gelme Mamıkonlu Uruğunda da). Oda, Vaçe, Vahan (KHORENLl MOSESte) Arançar, Manen, Arnak (EGİŞ/ELİSE’de 7, Arnak, Varaz, Arançar (PARBLI LAZAR’ da). Bunlara, Hazarlar’ın başkenti adında “Şın” (Sarıg-Şın) biçiminde görülen Türkçe “Şen” sözünün, “llamam-a-Şen” coğrafya adında VII. yüzyıldan beri kullanılageldiğini de katmak gerekir.

Din konusu, yine Türklük lehinedir: Horasan’dan gelme Arşaklı Prensi Anak Oğlu Aziz-Grigor, kerametler gösterdikten sonra 301′ yılında Arşaklılar’ın Hükümdar ve Elbeğlerine, heyecanla Hz. İsa Dini’ni benimsemişti. Bu hadiseden bizler haklı olarak yeryüzünde ilk defa Hıristiyanlığın resmi devlet dini oluşu sayılıyor. “Amentü’müze göre Hz. İsa Dini idi. Amadunili uruğu da, o yıllarda “Grigoryen-Hıristiyan” olup “Hak-Din”e girmişti; 626’larda ‘hamam aşen”e göçerlerken Hz. Muhammed hayat ta olup, İslamlık daha Anadolu ve İran’a ulaşmamıştı. Hemşinliler’in Osmanlı fethinden önce, İspir Atabekleri’ne bağlanıp mUslünun olmağa başladıkları, 1405’te İspir üzerinden Araklıya geçen İspanyol elçisi CLAVUO’nun “Seyahatnâme’sinde belirtiliyor.

Ill)SOSYOLOJİ
İstanbul’da “Başbakanlık Arşivi-Tapu” bölümündeki H. 929 (1523) yılından kalma “Turabuzon) Tahrir Defteri“nde (s. 836- 840), Hemşin Kazası’nın onbir köyü (Çat, Kat, Varoş, Çimil, Baş- köy, Bulakşen kesimi) “Kara-Hemşin” ve (içlerinde: Zuğa, Aşudug, Çinçeva, Kuşova, Tekürid köyleri bulunan semti de) “Ak-Hemşin” sayıldığı gibi; eski “Oğuz/Türkmen ikili-Düzeni”ne göre yine, şimdiki “Pazar-Hemşinliği’ne “İç-Hemşin” ve “Sol-Kol”, “Hopa-Hemşinliğine” de “Dış-Hemşin” ve “Sağ-Kol” denilmesi, çok dikkate değer. Öteden beri anadilleri Türkçe olan Hemşinliler’in ataları, bu 1523’teki Kanuni Çağı ilk “Tahrir’inde, “Muselmân-i-Kadim” (yani, Osmanlı Fethi/1461 Önccsi Müslümanlan) diye tanıtılıyor. “Kitâb-ı Dedem-Korkud’da (X. ve XII. Boylar’da), tesbitimize göre Elegez-Dağı bölgesinde iken “Amatuni/Amaduniler” uruğu elbeğleri, İç-Oğuz’dan ve Arşaklı Hükümdarları sülâlesi timsali “Beğlerbegi Kazan-Han”ın “Önünde” (Divânındakiler arasında, “Oğuz’da bir yiğit” kütüğü ve “Ters-Uzamış” (Uzun- Boylu) lakabı ile anılıyordu. “Üç- Ok/iç-Oğuz” kolu ile, “Boz-Ok/ Taş = Dış-Oğuz” elbeğleri arasında kardeş kavgası başlayınca, Kürtler’in Elbeğisi Boz-Ok’tan “Bogduz” Boyundan “Aman” iç Oğuz’dan “menüm karımum (hasmım) Ters ‘Uzamış olsun” diyerek, rakibini seçmişti.

Hemşinliler’de öteden beri, Türklüğe malısus şu vasıflar görülür: Yaylakçılık; ekmek ve yemek pişirmede “tandır”; “kaval” ve “tulum- Zurna” çalgısıyla bazen 40-50 kişinin oynadığı “Horan” (eski-Türkçe “oran = Nara atma) ve çocukların “Aşık-Kemikleri” ile oyun oynayıp fal bakması; kadınların atışmalı “türkü” ve destan söyleyişi; Nevruzlar’da (21 Mart) “aşura” pişirilme âdet; Uzakdoğu’dan gelme Türk inanışı; “Bulut-Ejderhası” ve “yağmur-ayı” (Nisan) sırasında ona bakarak kehanette bulunma; lohusa kadınlara sataşan ve eli bereketli sayılan ”AI-karısı”na inanma, “On- İki-Hayvanlı Türk Takvimini çobanların iyi bilmesi eski komşuları Lazların, Hemşinlilere, bütün Türklere kullandıkları ismi (Si-mekhi) diye hitap etmeleri. Köroğlu Destanları ve ‘Tepegöz, Beğ-Böğrek” gibi “Dede-Korkut Oğuznameleri” boylarının zevkle
söylenip dinlenmesi (Ankara’da büyük “market” açan ve 50 aileyi bulan “Köroğlu” soyadlı Hemşinliler(giyim (körrüklü-şalvar/çıkva), kadınlarda “şal-kuşak” bağlama; un-kaymak karışımı “Hoş meri” ve öteki Türk-Köylü yemeklerinin yaygınlığı. Çok sağlam bir aile bağı ve örnek namus/iffet duygusu; “kan-gütmenin olmayışı; Çarlık zamanında Kırım ve “Rusya İçlerine varınca “gurbetçi” gidilerek, kazançların sonunda eve-köye getirilmesi geleneği…
Çamlıhemşin’deki bazı kabirlerde bulunan koyun heykelleri, Türklerin çok eskiden buralarda yaşadıklarına dair en kuvvetli delildir.

Rize Kültür Demeği Yayım: 2. Sayı Rize’nin Kurtuluşunun 74. Yıldönümüne Armağan
RİZE ve DOLAYLARINDA Bilinmeyen TARİH GERÇEKLERİ
Prof.Dr. Kim oğlu Mehmet Fahrettin (Türk Tarih Kurumu Asi! Üyesi)
Ankara -1992 Emel Matbaacılık Sanayii

Yorum bırakın